Bridge İstanbul, 2020 yılında Ela Kurşuntel tarafından kuruldu. Tarihi Romalılar dönemine kadar giden peştamallar, kimi zaman Romalıların üstünde bir örtü kimi zaman ise Osmanlı’da hamam giysisi olarak bilinirdi. Yıllar geçtikçe hamamların yerini spa merkezleri almaya başladı. Hamam kültürünün giderek yok olmasıyla geleneksel ürün olan peştamallar da unutulmaya yüz tuttu. Günümüzde ise peştamal spa merkezlerinde kullanım alanı bulsa da hak ettiği değere tekrar ulaşamadı. Oysa geçmişten bugüne pamuğun saf halini koruyan peştamallar gelecek nesillere aktarılmalı ve yeni kullanım alanları oluşturulmalıydı. Bridge İstanbul’un hikayesi de peştamal kültürünü gelecek nesillere aktarabilmek adına köprü olmayı misyon edinmesiyle başladı. Bridge İstanbul’un adında yer alan ve Türkçeye köprü olarak çevrilen “Bridge” kelimesi, peştamal ve gelecek nesiller arasındaki bağlantıyı temsil ettiği inancıyla ortaya çıktı.

Bridge İstanbul’un koleksiyonunda yer alan peştamallar Denizli Buldan’da üretiliyor. Tamamı pamuktan üretilen peştamallar yumuşak ve su emici özelliklere sahip. Plaj havlusu, bornoz, battaniye, bebek örtüsü, koltuk şalı, masa örtüsü, bebek alt değiştirme örtüsü, bebek oyun örtüsü ve yatak örtüsü gibi farklı kullanım alanları bulunan peştamallar, en iyi deneyimi yaşatmak için özel olarak tasarlandı.

Bridge İstanbul olarak peştamal kültürünü gelecek nesillere aktarma hedefiyle çıktığımız bu yolda koleksiyonumuza bir de peşkiri ekledik. Farsçadan dilimize gelen peşkir, büyük mendil biçimindeki pamuk veya keten bez ve peçete anlamına geliyor. Peşkirin, mutfak kurulama bezi, saklama bezi, servislik ve el havlusu olmak üzere pek çok farklı kullanım alanı bulunuyor. Geçmişin kültürünü banyonuza, mutfağınıza ve sofralarınıza taşımak için peşkiri sizlerle buluşturuyoruz.

 

 

Ela Kurşuntel Kimdir?

Y kuşağının azimli ve girişken bir temsilcisi olarak 1983 yılında İstanbul’da doğdum. Lisans eğitimimi İşletme bölümünde tamamladıktan sonra 2003 yılında turizm sektöründe iş hayatına başladım. Turizm sektöründe çalışmaya devam ederken büyümekte olan e-ticaret sektörüne ilgim ve merakım giderek artıyordu. Bu heyecanla e-ticaret alanında yüksek lisans yapmaya karar verdim. Yüksek lisans tezimi yazarken e-ticaret sektörüne ilişkin öğrendiğim yeni bilgiler, bu alana yönelmem için bana yol gösterdi. E-ticaret sektörüne karşı duyduğum tutkunun peşinden gitmek istediğimi fark ettim ve turizm sektöründeki işimden ayrıldım. İş hayatından edindiğim tecrübe ve deneyimleri yanıma alarak yeni bir yolculuğa yelken açmaya karar verdim.
 

Yeni bir yolculuğa yelken açmaya karar verdiğimde otuz beş yaşına gelmiştim. Aklımın bir köşesinde Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Yaş otuz beş yolun yarısı eder” dizeleri diğer bir köşesinde doğaya ve toprağa olan sevgim vardı. Toprağın nasıl yeşertildiğini, doğanın dilini, her bir çiçeğin sevgi ve özenle nasıl büyütüldüğünü küçük yaşlarda babamdan öğrenmiştim.
Yolun yarısına gelmişken artık sadece bulunduğum ortamları değil aynı zamanda ruhumu da yeşertmeye karar verdim. Böylece Bridge İstanbul babamdan öğrendiğim doğa sevgisi ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın dizeleriyle doğdu.


Hayatım boyunca “Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek” sözünü çok sevdim. Bu söz, hak edene hakkını vermek anlamına gelir. Peki, eskiden daha sık kullandığımız peştamalların hakkı neredeydi? Türkiye topraklarında yetişen pamuğun hakkını peştamalların vereceği inancıyla yola koyuldum. Doğanın en saf hali olan pamuktan üretilen peştamalların kullanımın alanlarını artırmayı ve gelecek nesillere aktarmayı misyon edindim. Böylece Bridge İstanbul’un koleksiyonunda peştamallar yerini aldı.

 

 

 

 

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: EN